HEYECAN

Heyecan; korku, kızgınlık, kıskançlık, üzüntü, sevinç gibi duygusal nedenlere bağlı olarak kendini gösteren geçici duygu yoğunlaşması durumudur. Önce heyecan, duygu yoğunlaşması sonra da duygunun ayrıştırılıp tanımlanması süreci oluşur. Duygu heyecanın hangi türden olduğunu ayırt eder. Heyecan fizyolojik canlanma ve gerilim yaratır. Psikolojik olarak etkileyen bir durumdur ve insanların harekete geçme olasılığını arttırır. 

 

Heyecan bilinçdışı duygularımız ve bilinçli seçici algılarımız tarafından etkilenir. Beden dili yüz ifadesi ve ses tonu değişimleri ile dışarıya yansır. Heyecanlardan korkmak aslında heyecana eşlik eden duyguları ketlemeye çalışma çabasına dönüşür. Böylece sosyal fobi, panik atak ve dikkat eksikliği oluşabilir. 

 

Heyecan kontrol edilebilecek değil anlaşılıp ifade edilebilecek düşüncelere dönüştürülmelidir. Çoğunlukla heyecanlarımız çocukluk çağından itibaren ketlenir, şekillenir ve kontrol altına alınmaya çalışılır. Duygu olarak ifade edilmeyen heyecanlar psikolojik karmaşa ve ketlenme olarak kişinin varoluşsal gelişimine engel oluşturur. Oysa heyecan varoluştur. Bireysel olarak hissedip ifade edebileceğimiz her duygu biriciktir, bireyselliğimizin ifadesi olarak durur ve etkileşimler üzerinde açık, samimi ve ilgisel bir ifade, var oluş alanı sağlayacaktır. Bunun yanında heyecanları dinlenen, heyecanları merak edilen, heyecanlarının duygusal ifadelere dönüştürülmesi konusunda teşvik edilen çocuklar geleceğin çoşkulu, aktif, dinamik, kendini daha rahat ifade edebilen yetişkinleri olacaklardır.

 

En son nelere heyecanlandınız? Hangisi negatif hangisi pozitif duygulara yöneldi?

Özünüzün ifadesi heyecanlarınızda gizlidir.

 

Meral AYDIN

Klinik Psikolog

MET Türkiye Başkanı